23:59 - Kontakt lensleri kullanırken bakın nelere dikkat edilmelidir
23:57 - Koltuk Altı Kokusunu Geçme Yolunda Öneriler
23:56 - Kayısı ve İnciri Kaynatarak İçer İseniz Kabızlık Probleminden Kurtulursunuz
23:54 - Kahve Yüz Maskesi Bakın Nasıl Yapılır?
23:52 - Kabak çekirdeğinin avantajları nelerdir?
00:35 - İPhone’un arkasına ek olarak dokunma!
00:33 - İmplant Tedavisi Bakın Nedir ve Kimler İçin Yapılamaz?
00:31 - Hibiscus nedir? Hibiskus ne yapar? Hibiskus çiçeğinin özellikleri nelerdir?
00:26 - Hepimiz bilmeyerek te olsa yapabiliyoruz ama dilimlemeyelim!
Düğün günümde her şeyin kusursuz olması için ben ve ailem günlerce çabaladık. En ince ayrıntısına kadar her şey düşünülmüş, hiçbir şey şansa bırakılmamıştı. Çünkü eşim olacak insan Cemal, o kadar iyi ve beyfendi biriydi ki onu yalnızca ben değil, ailem de çok sevmişti. Hepimiz inanıyorduk, bu düğün hayallerimdeki gibi unutulmaz olacaktı. Müzikler çalıyor, misafirler keyifleniyor, herkes mutluluğumuza ortak oluyordu. İçimden “İşte bu, hayal ettiğim gün” diye geçiriyordum. Her şey kusursuz ilerliyordu… ta ki pasta kesme anına gelene kadar. Ben, o anı çok farklı hayal etmiştim. Gülümseyerek, birbirimizin gözlerine aşkla bakarak, nazik bir şekilde pastamızı kesecektik. Belki ufak bir lokma, belki romantik bir öpücük… Ama hiç beklemediğim bir şey oldu. Cemal, şaka yapmak istediğini düşünerek bir anda yüzümü pastaya bastırdı. Duvağım, makyajım ve gelinliğim mahvoldu. Bembeyaz pastanın kreması yüzümde, saçlarımda ve hatta elbisemin üzerinde parçalanmış bir iz gibi kaldı. Salon bir anda kahkahalarla çınladı. Ben ise neye uğradığımı şaşırdım, utancımdan yerin dibine geçtim. O kadar emek verdiğimiz, hayalini kurduğum o büyülü an, bir şakanın içinde heba olup gitmişti. Cemal, sanki büyük bir zafer kazanmış gibi gülerek parmağındaki kremayı yaladı: “Tatlıymış.” dedi. O an içimden ağlamak geldi ama kalakaldım. Kahkahalar hâlâ devam ediyordu. İşte tam o sırada ağabeyim Serkan ayağa kalktı. Yüzü kıpkırmızı olmuş, öfkesinden elleri titriyordu. Gözleri Cemal’e dikilmişti. Herkes Serkan’ın sesini duyduğunda kahkahalar bir anda kesildi. Salonda buz gibi bir sessizlik çöktü. Ve abim öyle bir şey yaptı ki… salondaki herkes dondu kaldı. Misafirler nefesini tuttu, Cemal’in yüzündeki gülümseme bir anda silindi. O an düğün salonundaki herkes şok içindeydi.
Abim Serkan bir anda ayağa kalktı. Salondaki kahkahalar aniden kesildi. Yüzü öfkeyle kıpkırmızı olmuştu. Ağır adımlarla masadan kalktı, mikrofonu eline aldı. Herkes merakla ona bakıyordu. Sesi gür ve kararlıydı: “Ben bu kızın ağabeyiyim. Hepimiz bu düğün için günlerce hazırlık yaptık. Kardeşim en güzel gününü yaşasın diye uğraştık. Babamız, annemiz, bütün ailemiz ona güven verdi, mutluluğu için yanındaydık. Ama sen, Cemal… onun en özel anını, bir şakaya dönüştürdün. İnsan sevdiğini utandırmaz. İnsan sevdiğini herkesin önünde küçük düşürmez!” Salonda fısıldaşmalar başladı, annem ağlıyordu, babam ise gözleri dolu dolu Serkan’a bakıyordu. Cemal’in yüzünden tüm rengi uçmuştu. Ne gülebiliyor, ne konuşabiliyordu. Serkan sözlerine devam etti: “Kardeşim sana gönlünü açtı, hayatını emanet etti. Biz de ‘adam gibi adamdır’ diye güvenip kabul ettik. Ama senin yaptığın, oyun değil, saygısızlık. Bugün bunu yapan, yarın daha beterini yapar. Şimdi bütün ailenin, bütün sevdiklerinin önünde soruyorum: Sen gerçekten bu kıza koca olacak bir adam mısın?” Cemal’in dudakları kıpırdadı ama sesi çıkmadı. Salon buz gibi bir sessizliğe büründü. O an Serkan bana döndü, gözlerimin içine baktı: “Karar senin kardeşim. Böyle bir adamla bu yola devam etmek istiyor musun, istemiyor musun? Biz ailen olarak arkandayız.” Kalbim küt küt atıyordu. Yüreğim kırılmış, hayallerim paramparça olmuştu. Herkes bana bakıyordu. Gözyaşlarım süzülürken ayağa kalktım. Duvağımı yavaşça çıkardım. Titreyen sesimle konuştum: “Ben saygı görmediğim bir evliliğe adım atmam. Bugün bana bunu yapan, yarın kim bilir neler yapar. Benim mutluluğum bir şaka değil. Bu düğün burada bitiyor.” Salon bir anda uğultularla doldu. Kimisi şoktan elini ağzına kapattı, kimisi gözyaşlarına boğuldu. Babam oturduğu yerden kalktı, gözleri öfkeyle Cemal’e dikildi. “Kızımı böyle utandırmaya hakkın yoktu.” dedi sert bir sesle. Cemal, başını öne eğmiş, bir kelime dahi edemiyordu. O koca salonun ortasında yapayalnız kalmıştı. Serkan yanıma geldi, elimi tuttu. “Doğru kararı verdin kardeşim.” dedi. Annem boynuma sarıldı, babam omzuma elini koydu. Ailem yanımdaydı, bu bana güç verdi. O gün düğün iptal edildi. Misafirler sessizce salonu terk etti. Gelinlik içinde hayallerim yıkılmıştı ama içimd Abim Serkan bir anda ayağa kalktı. Salondaki kahkahalar aniden kesildi. Yüzü öfkeyle kıpkırmızı olmuştu. Ağır adımlarla masadan kalktı, mikrofonu eline aldı. Herkes merakla ona bakıyordu. Sesi gür ve kararlıydı: “Ben bu kızın ağabeyiyim. Hepimiz bu düğün için günlerce hazırlık yaptık. Kardeşim en güzel gününü yaşasın diye uğraştık. Babamız, annemiz, bütün ailemiz ona güven verdi, mutluluğu için yanındaydık. Ama sen, Cemal… onun en özel anını, bir şakaya dönüştürdün. İnsan sevdiğini utandırmaz. İnsan sevdiğini herkesin önünde küçük düşürmez!” Salonda fısıldaşmalar başladı, annem ağlıyordu, babam ise gözleri dolu dolu Serkan’a bakıyordu. Cemal’in yüzünden tüm rengi uçmuştu. Ne gülebiliyor, ne konuşabiliyordu. Serkan sözlerine devam etti: “Kardeşim sana gönlünü açtı, hayatını emanet etti. Biz de ‘adam gibi adamdır’ diye güvenip kabul ettik. Ama senin yaptığın, oyun değil, saygısızlık. Bugün bunu yapan, yarın daha beterini yapar. Şimdi bütün ailenin, bütün sevdiklerinin önünde soruyorum: Sen gerçekten bu kıza koca olacak bir adam mısın?” Cemal’in dudakları kıpırdadı ama sesi çıkmadı. Salon buz gibi bir sessizliğe büründü. O an Serkan bana döndü, gözlerimin içine baktı: “Karar senin kardeşim. Böyle bir adamla bu yola devam etmek istiyor musun, istemiyor musun? Biz ailen olarak arkandayız.” Kalbim küt küt atıyordu. Yüreğim kırılmış, hayallerim paramparça olmuştu. Herkes bana bakıyordu. Gözyaşlarım süzülürken ayağa kalktım. Duvağımı yavaşça çıkardım. Titreyen sesimle konuştum: “Ben saygı görmediğim bir evliliğe adım atmam. Bugün bana bunu yapan, yarın kim bilir neler yapar. Benim mutluluğum bir şaka değil. Bu düğün burada bitiyor.” Salon bir anda uğultularla doldu. Kimisi şoktan elini ağzına kapattı, kimisi gözyaşlarına boğuldu. Babam oturduğu yerden kalktı, gözleri öfkeyle Cemal’e dikildi. “Kızımı böyle utandırmaya hakkın yoktu.” dedi sert bir sesle. Cemal, başını öne eğmiş, bir kelime dahi edemiyordu. O koca salonun ortasında yapayalnız kalmıştı. Serkan yanıma geldi, elimi tuttu. “Doğru kararı verdin kardeşim.” dedi. Annem boynuma sarıldı, babam omzuma elini koydu. Ailem yanımdaydı, bu bana güç verdi. O gün düğün iptal edildi. Misafirler sessizce salonu terk etti. Gelinlik içinde hayallerim yıkılmıştı ama içimden biliyordum ki en zor kararı vermiştim… ve kendime en büyük saygıyı göstermiştim.